Ana sayfa KİŞİSEL GELİŞİM SEZGİ GÖZÜ

SEZGİ GÖZÜ

202
2

Sezgi herkeste olan doğal bir niteliktir. İnsanlar sezginin ne anlama geldiğini bilmedikleri için sezgiyi kullanamaz. Sezgi devreye girdiğinde bireyin hayatı değişir ve yenilenir. Sezgiler bireye canlılık ve heyecan verir. Sezgi kullanıldıkça gelişir ama kullanılmazsa körelmeye başlar. 

Sezgiyi keşfetmek için onu anlamak ve onun farkında olmak gerekir. O zaman sezgi gelişmeye başlar. Sezgi iç dünyadan gelen bir olgudur. Birey içsel gökyüzüne daldığında ve içindeki sesi dinlediğinde sezgiler devreye girmeye başlar. O zaman bireyin kararları ve seçimleri daha isabetli olur. Hayata bir anlam gelir ve birey yaşama sevinci ile dolar. Birey yalnız olmadığını anlar ve korkulardan kurtulur.

Sezgi bireye gerçek mutluluğu yaşatır. Sezgiler devreye girince farkındalık yükselir ve yaşanılan mutluluk hazza dönüşür. Varoluşun akışında olan bireyin sezgileri güçlenmeye başlar ve o zaman istekler, beklentiler bireyi rahatsız etmez çünkü kabullenme, teslimiyet gerçekleşmiştir. Varoluşsal akış güzelliklerle doludur ve varoluşsal akışa kendini bırakan birey geçmiş, gelecekten özgürleşir. Sadece şimdiki anı yaşayarak anda akmaya başlar. 

Bireyin kalbi varoluşsal akışla uyum içinde olduğunda masumiyet ve duyarlılık gelişir. O zaman masumiyetin verdiği saflık, bireyin iç dünyasını aydınlatır ve başkalarıyla olan iletişimi zenginleştirir. Sezgi sayesinde koşulsuz sevgi uyanır ve hayata çok farklı bakış açısı ile bakılır.

Sezgi devreye girdiğinde sessizlik ve huzur gerçekleşir. Bu sessizlik bireye yeniden doğma hissini yaşatır. Sessizlik sayesinde birey yenilenir ve canlılık enerjisiyle dolar. Dış dünyadaki kaotik sesler kaybolur ve uyum içinde sessizliğin sesi duyulur. O zaman birey beden olmadığını algılar; kendini zihin, duygu ve düşüncelerle özdeşleştirmez. Özdeşleştirme sonlanınca birey, ölümsüz öz doğasını algılar. 

Sezgi evrensel güzelliğin görülmesini sağlar. Hayata sezgi gözleriyle bakan birey, hiç yaşamadığı mucizeler ve hiç bilmediği deneyimler yaşar. Sezgi gerçekten dolu dolu yaşama bir davetiyedir. Sezgi düşünerek değil, yaşayarak deneyimlenir. Sezgiler sayesinde doğal, uyumlu ve dengeli yaşama adım atılır.

Sezginin devreye girmesi ve yaşanması için tekâmül etmek gerekir. Tekâmül eden bireyin iç dünyasında uyumuş potansiyelleri devreye girer ve bu potansiyeller yaşanınca tekamül yolunda da bir ilerleyiş yaşanır. Tekâmül eden bireyin farkındalığı gelişmiştir; işte bu farkındalık gücü de sezgi gücünü artırır. O yüzden tekâmül ile sezgi arasında kuvvetli bir bağlantı vardır. 

Sezgi bir sıçramayla yaşanır. Bu sıçramayla birey öz varlığına dokunur ve sonra herkesle evrensel birliktelik yaşanır. Bir olaya sezgi gözü ile bakıldığında sezgi bireye sıradışı şeyler yaşatır ve birey insanüstü insan olur. Varoluşun gizemi yaşanır ve farkındalık derinleşir. Sezgi gözü sayesinde zihin aşılır ve zekâ devreye girer. Adeta zihinsizlik deneyimlenir. O zaman doğru, yanlıştan ayırt edilir. Şimdinin gücü yaşanır ve geleceğin hayalleri ortadan kalkar. 

Sezgi gücü bireye şimdiki anın güzelliklerini yaşatır ve böylece mantık da aşılır. Sezgi bir gizemdir: varoluşsal bir gizem. Bu gizem bireyi bilinemeyenin diyarına götürür. O zaman bilinemeyenin korkusu ortadan kalkar ve korku aşılarak hayat anlamlı bir şekilde yaşanır. 

Bilinemeyeni bilmeye çalışmayın; sadece hayatın hayretler içindeki gizemine katılın. O zaman korku, kaygı, beklentiler, istekler ortadan kalkacak ve sezginin gücü tüm dünyayı değişime uğratacak. Sezgi bilinemeyenin mesajını ilettiğinde kalp koşulsuz sevgi ile dolacak ve hayatın hiç bilinmeyen boyutlarına erişilecektir. 

Bu yüzden sezgi gözünü hep açık tutun ki, sezginin gücü her yere yayılsın ve hayatın gizemi yaşansın.

Bu yazıda Dünyaca Ünlü Yazar, Nobel Barış Ödülü Adayı Akif Manaf’ın “Sezgi Nedir ve Nasıl Gelişir?” eserinden yararlanılmıştır. 

2 YORUMLAR

Guvati için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here