Nefret sevginin dönüşmüş halidir. Kişinin öz doğasında nefret duygusu yoktur. Nefret kendi başına var olmayan bir duygudur. Nefret duygusundan kaçmanın bir anlamı yoktur çünkü kişi ne kadar kaçarsa nefret o kadar artar. Nefreti bastırmamak ve öfkeyle yüzleşmek gerekir.
Nefret duygusu tanımlanırsa ve birey nefretin köklerine inerse nefret azalmaya başlar. Nefreti dışarıdan gözlemlemek gerekir. Bunun için birey pasif kalarak nefret duygusuna dışarıdan bakabilir. İşte o zaman nefret gün geçtikçe sevgiye dönüşmeye başlar. Birey kendini kabul eder ve sevmeye başlar. Nefret yok edilemez sadece sağlıklı bir şekilde dönüştürülebilir.
Birey nefreti dönüştürünce hayatı da sevmeye başlar ve hayatın içinde akar. Bu akışla hareket edildiğinde birey görmediği şeyleri görür ve bilmediği yönlerini keşfeder.
Bencil istekler nefrete neden olur. İstekleri karşılayamayan birey negatif duygularla dolar ve hayatı, olayları kabullenmez. Teslimiyet içinde olmaz çünkü içinde bir tatminsizlik, huzursuzluk ve bencillik vardır. Bencil isteklerden özgürleşildiğinde nefret bütünüyle kabul edilir ve o zaman ego erimeye başlar.
Birey nefretin kaynağının sevgi olduğunu farkettiğinde yaşamı daha farkındalıklı bir şekilde yaşar. Bireyin eylemleri de varoluşsal akışa uygun olur. Farkındalık arttığında birey tam ve bütün olduğunu algılar ve o zaman da içerlemeler son bulur.
Eğer birey kendisini olduğu gibi kabul eder ve severse sevecenlik duygusu ile dolar. O zaman kızgınlık da ortadan kalkar. Kişi kendinden korkmaz ve iç dünyasında huzurlu olur. O zaman içten içe bireyi kemiren arzular ve istekler son bulur.
Nefretten kurtulmak için birey kendini affetmelidir, o zaman bireyin çevresi ile olan bağları daha çok güçlenir. Başkalarına karşı şefkatli olur ve sevenin yüreği yumuşamaya başlar. O zaman birey seçimlerini aklına göre değil kalbiyle yapar.
Birey hayattaki hangi düşüncelerin, duyguların nefretten kaynaklandığını görünce öz varlığı ile temasa geçer. O zaman birey beden olmadığını fark eder. Özüne ulaşır ve eylemler öz merkezden icra edilir.
Ne zaman ki bireyin hayatında sevgi biter işte o zaman nefret varlığını gösterir. Karşı cinse duyulan aşk, ancak bencil istekler devreye girince bozulmaya başlar ve zehir haline gelir. Aşk zehri acılara neden olur; işte o zaman hatalar ortaya çıkar. Birey sevilene güvensizlik hissettiğinde yaşanan aşka teslim olamaz. Dolayısıyla sevilene de öfke duyar ve öfke ile birlikte nefret de yaşanır. Bireyin içindeki bencillik acılara neden olur. Bu acılardan kurtulmanın tek formülü bireyin kendisini olduğu gibi kabullenmesi ve beklentisiz olmasıdır.
Nefret sevgiye dönüştüğü zaman birey hemen bunu fark etmesi ve nefreti tekrar sevgiye dönüştürmesi gerekir. Sevgi her zorluğu ve engeli aşar. Zorluk ortaya çıktığında seven pes etmemelidir; aksine engeli kabul etmeli ve sevmelidir. İşte o zaman sevgi daha çok artar. O yüzden sevginin daha çok artması için nefreti de kabul etmek ve onu dönüştürmek gerekir.
Sevginin nefrete dönüştüğünün farkına vardığınızda içinizdeki o öfke zehrini bünyenizden atın. Bu acı verici duygudan özgürleşip kendi ruhi doğanıza göre hareket edin. Yani doğal davranın ve kendiniz olun. Şunu unutmayın ki, gerçek sevgi asla nefrete dönüşmez çünkü her ne olursa olsun birey sevmeye devam eder.
Gerçekten sevmek ve nefretten özgürleşmek için kendi sevginize sadık kalın ve o sevgiyle herkesi kucaklayın. İşte o zaman nefretin karanlığını sevgi ışığı karşılar ve nefreti yok eder.
Bu yazıda Dünyaca Ünlü Yazar, Nobel Barış Ödülü Adayı Akif Manaf’ın Nefret Psikolojisi” eserinden yararlanılmıştır.



Muhteşem 🌸