Samimiyet dürüst ve samimi bir şekilde karşıdaki kişiye duygularını ve düşüncelerini ifade etmek, kalbini açmaktır. Dolu dolu yaşamak için samimi olmak gerekir. Samimiyet içtenlik demektir. Samimiyet doğal ve kendin olarak hareket etmektir. Samimiyet taklit herşeyden uzaklaşmak ve maskeleri çıkarmaktır.
Geçmişten ve gelecekten özgür birey, samimi bir şekilde gerçek hayat yaşar. Şimdide ve anda kalabilen birey, gerçeği tüm kalbiyle hissederek yaşar. İnsan önce kendine karşı samimi olmalıdır yani hatalarını kendine itiraf etmelidir. Kendisiyle olan gerçeği gizlememelidir. İçten ve dürüst olmalıdır. Kendinden hiçbir şey saklamamalı ve o şey ne kadar ürkütücü olsa da onu kabul etmelidir.
Kabullenme ve teslimiyet samimi olmanın ön koşuludur. Eğer birey önce kendini, sonra iletişimde olduğu bireyleri kabul ederse özgüveni artar ve kendine daha yakın olur. O zaman samimiyet gerçekleşir. Kişi kendisi olmak yerine başka birisi gibi davranırsa işte o zaman kendi gerçeğinden uzaklaşır. O zaman hayatı bir yalandan ibaret olur.
Kişi kendisi olursa o zaman samimi olur ve içsel sesine, zekâsına güvenir. Öngörü yeteneği ortaya çıkar ve birey karar verirken sezgilerine göre yaşar. İçteki ses, bireyin gerçekliğini yansıtır o zaman öz doğaya yaklaşılır. Kendinin beden olduğunu değil, ebedi ölümsüz ruhi varlık olduğunu bilen birey, samimiyeti tüm kalbinde hisseder. O zaman da herkesi kalbine korkusuzca alabilir.
Tüm korkulardan özgür olan birey samimi ve saftır. Samimi olan birey cesurdur; o hiç kimseden ve hiçbir şeyden korkmaz. Korkularını gören ve onlardan korkmayan kişi zamanla korkulardan arınır. Tüm korkulara rağmen öz olarak hareket eden, iç dünyasına bakar ve kendini tüm çıplaklığıyla görür. O zaman hatalarını da kabul eder ve onları zekâsını uyandırarak düzeltebilir.
Geçmişteki zevkleri düşünüp mutlu olmaya çabalayan ve sürekli geleceği hayal eden kişi, şu an’ı doyasıya yaşayamaz. O zaman gerçek ve samimi olamaz. Yalnızca şimdiyi yaşayan kişi tatminkâr ve huzur doludur. O, geçmiş ve gelecekten özgürdür. Hayallerinin peşinden gitmez. O, gerçeğin kalbine ulaşır. Kendini kandırmadan samimiyet yolunda ilerlemek gerekir.
Samimiyetin bir ön koşulu da kişinin kendisiyle yüzleşmesi ve kendi gerçeğini keşfetmesidir. Kendini tanıyan ve iç dünyasıyla iletişimde başarılı olan kişi, kendisine yalan söylemez. O zaman korku da buharlaşır. Yenilenme, canlanma ve zenginleşme yaşanır. İç ve dış dünyalar dengelenir ve huzur ortaya çıkar. İç dünyasıyla iletişim kurabilen kişinin dış dünyasıyla olan bağı da olumlu olur.
İçsel olarak zenginleşmek için birey tek başınalığın tadını almalı ve içsel özgürlüğü yaşamalıdır. Tek başına mutlu olan birey yalnızlığı aşmıştır. İçsel yolculuk gerçekleştiğinde kalabalığın rahatsız edici sesi son bulur. O zaman sükûnet yaşanır. Başka insanlarla sağlıklı bir iletişim kurmak için bireyin kendine yaklaşması, kendini bulması ve kim olduğunu keşfetmesi gerekir. O zaman gerçeklik içinde bir dünyanın içinde yaşanabilir.
Gerçekten yaşamak için tüm korkular göze alınmalıdır. Hayallerin ötesinde bir gerçek yaşam için birey, gerçekten samimi olmalıdır. Samimiyet ve gerçeklik, dolu dolu yaşamayı sağlar.
Bir insan âşık olduğunda bazen ilişkiyi korumak için sevgilisinden birşeyleri gizlemeye çalışabilir. Ama o zaman sahtelik gerçekleşir ve ilişkide duygular açıkça yaşanmaz. O yüzden gerçek bir ilişki yaşamak için birey kendinden kaçmayarak aşkı bir bütün olarak yaşamalıdır. Yani tüm hatalarını kabul etmeli, ne kadar içinde gizlilik varsa onları sevdiği kişiye ifade etmelidir. İşte o zaman gerçek bir aşk yaşanmış olur.
Gerçek, samimi ve doğal olmak için hatalar saklanmamalı; tam bir açıklıkla kabul edilmelidir. Zekâyı devreye sokarak hatalar korkusuzca ifade edilmelidir. İşte o zaman olgunlaşma, yenilenme, dönüşüm ve değişim gerçekleşecektir.
Samimi ol ki herkesin kalbini korkusuzca içeri alabilesin ve bütünlük dolu cesur bir hayat yaşayabilesin.
Bu yazıda Dünyaca Ünlü Yazar, Nobel Barış Ödülü Adayı Akif Manaf’ın “Samimiyet Nedir ve Nasıl Samimi Olunur?” eserinden yararlanılmıştır.



Harika
Çok teşekkürler
Teşekkürler