Öfke kişinin bir engel ile karşılaşınca yaşadığı stres kaynaklı bir duygudur. Her insanın yaşadığı olumsuz durumlara öfke tepkisi vermesi doğaldır. Ancak öfkenin kontrolü ve sağlıklı bir şekilde ifade edilmesi de o kadar önemlidir.
Kişi yaşadığı öfke durumunu doğru zamanda doğru şekilde ifade edebilirse öfkenin zararlı etkilerinden kurtulabilir. Öfkeyi sağlıklı bir şekilde yöneten birey öfkeyi şefkate dönüştürebilir. Kişi öfke patlaması yaşadığında öfkeyi gözlemlemeli ve öfkeyi olumsuz bir şekilde görmemelidir. Bu yaklaşım öfkenin azalmasını sağlar.
Öfkeyi baskılamamak ve tanımak gerekir. Öfkenin nasıl ortaya çıktığını ve nasıl ifade edildiğini bilen birey, öfke ile yüzleşebilir. Öfkeyi dönüştürme gücüne sahip olur. Eğer öfke baskılanırsa kişinin iç dünyasında birikir ve öfke patlamaları yaşanır. Öfke patlaması da kişilik bölünmesine yol açar.
Öfke aslında herkesin yaşayabildiği normal bir duygudur. Öfke karşısında suçluluk yaşanmamalı ve öfke kabul edilmelidir. Bu durumda öfke şefkate dönüşür ve birey huzurla dolar. Birey öfkeyi doğru bir şekilde ifade etmek için isteklerinin farkına varmalıdır ve onları belirlemelidir. O zaman öfke net bir biçimde karşı tarafa aktarılabilir.
Öfkeye neden olan durumlar tanımlanırsa ona tarafsız gözlemci olarak bakmak kolaylaşır. Kişi o zaman kendisine suçlu olarak bakmaz ve tarafsız bir şekilde öfkeyi değerlendirebilir. Yaşanan yenilenme ile birey hayatını değiştirmeye ve dönüştürmeye başlar.
Öfke sağlıklı bir şekilde dile getirildiğinde iki taraf da zarar görmez ve kısa bir süre sonra hoş olmayan durum yaşanmaz. Birey yatışarak sakinleşir. Böylece öfke büyümez. Fakat kişi öfkeyi ifade ederken bir kavga ortaya çıkıyorsa, o zaman bulunduğu yeri terk edilmelidir. Gittiği yerde yalnız olduğunda öfkesini ifade etmelidir. O zaman kavga, şiddet, intikam oluşmaz.
Öfke kesinlikle bir başkasına aktarılmamalıdır. Başkasına yönelik
gerçekleşen bir kızgınlık varsa bunun nedenleri üzerinde durulmalıdır.
Ortaya çıkan kızgınlık ve öfkenin farkında olunmalıdır. Farkındalık yükseldiğinde her negatif duygu pozitife dönüşür. Duygular gözlemlenirse ve dışarıdan duruma veya kişiye bakılırsa kısa zaman sonra öfke diner. O yüzden birey yaşadığı duyguyu tanımlamalıdır ve kendisiyle yüzleşmelidir.
Eğer kişi öfke ile dostlaşmak yerine öfkeden kaçarsa umutsuzluk ve mutsuzluk yaşar. O zaman da öfkeden özgürleşemez. Gerçek özgürlüğe ulaşmak için hiç bir duygu reddedilmemelidir. Korku bile yaşanırsa bu, kabul edilmelidir. Yani kişinin kendisiyle olan ilişkisi pozitif olmalıdır.
Birey, iç dünyasıyla iletişime geçmeli ve hem kendine hem de başkalarına anlayış gerçekleştirmelidir. Gerçekten özgürleşmek ve dönüşüm yaşamak için anlayış çok önemlidir. Anlayış sayesinde yenilenme gerçekleşir.
Birey kendini beden ile özdeşleştirmediğinde ve ebedi öz olarak kabul ettiğinde, ona göre davrandığında öfke, ona yaklaşamaz. Kibarca yanından ayrılır. Böylece öfke duygusu pasif hale gelecek ve beslenmeyecektir. Öfke dönüşmeye başlayacak ve yaşam tarzı pozitif olarak değişecektir.
Öfkenin bir probleme dönüşmemesi için öfkeyi sağlıklı bir şekilde ifade edin. Eğer bu yöntemde kendinizi başarılı olarak görmüyorsanız farklı bir yerde öfkeyi kendinize ifade edin. Tarafsız bir gözlemci olup, bu duyguyla barışın. Bu duyguya yönelik olan savaş, unutulmamalıdır ki sizi daha çok yıpratacak ve öfkenin artmasını sağlayacaktır. O yüzden hem kendinizle hem de öfke ile yüzleşin. O zaman hayat yolculuğunda barışçıl olacaksınız.
Bu yazıda Dünyaca Ünlü Yazar, Nobel Barış Ödülü Adayı Akif Manaf’ın “Öfke Nedir ve Nasıl Dönüştürülür?” eserinden yararlanılmıştır.
Harika yaklaşımlar🥰