Seçtiğim tüm roller içinde en çok seni sevdim. Aslının suretine yansıdığı tüm benzerliklerle barıştığım, yüzünün türlü hallerini, gözlerinden geçen ışığın kahveyle dansını ve sözlerinin içindeki sesleri, hisleri ve tüm çağrışımları bir bir ayıklayarak sevdim. Aşk diyorlar buna. Bilim bir hastalık olduğunu açıkladı; saplantılı bir durum olduğu şeklinde değerlendiriyor.
Tüm kurguların dışında ki sanırım bizim de payımız var seçimlerde, anımsamıyoruz sadece süreçlerden geçerken. Sen bilirsin ama bunu bir sen bilebilirsin. Ansızın bir sızıda aniden bir görüntü belirince zihninde sınırsız çağrışımlarla bilgi de geliyor sanki biliyorum adımı bilir gibi. Kendim diye bildiğim bir beden var aynada güvensiz bakan benim sandığım yüze. İçten içe bilirim. Çok derinden sezerim ölmekten ürperirim, sevişmeler yetmez o zaman çünkü zaman düşman, zaman hiç dost olmazdı zaten. Zihnimle ortak ihanetler ederdi. Sen gibi. Tam öpmek için uzandığımda arkanı dönerdin.
Zamanın kadehinde zehirli bir yudum gibi aşk. İpe götüren bir yalancı şahit gibi. Hastalıklı bir alışkanlık gibi. Her durumda, her toplumda farklılaşan adetler gibi. Mardin’de yeni doğmuş bir bebeğin kulağına okunan ezan sesi gibi. Venedik’te söylenen Barcarolle gibi. Sadece minik anlar var mutluluk yaşanan. Anlardan ibaret mutluluk, anlarsın sen. Bir an mutluluk bir an ızdırap.
Bir yolu olmalı zamanın tam dibinden delicek bir solucan gibi. Işık sızacak dünyanın dibinden sonra o ışığı takip ederek kurtulacağız bu boyuttan. Bilimin eşsiz sandığı bu dünyadan ve evrenin bu köşesinde olduğunu düşündüğümü tek mavi gezegen. Komik aptal teleskoplarla evreni incelemeye kalktığımız ama maddenin enerji boyutunu yok saydığımız, çoğunlukla zihinsel gevezeliklerde kaybolduğumuz, mantık uğruna hislerimizi kurban ettiğimiz madde. Beden yani. Bedeni ben sanmamızla alakalı; ölümü son sanmamızla alakalı.
Bir gün anımsadıklarımı sana göstermek isterim. O gün sana yeni bir seçim sunacağım, eğer enerjiyi küçümsemez isen, eğer duygulara değer verirsen. Bir gün dudaklarıma uzanmak istersen ve o gün çok geç olmazsa eğer. Ölmeden bir gün önce mesela. Öldükten sonra beni hatırlarsan ya da. Yeniden doğduğunda hatırlarsan mesela.
