Teslimiyetin insan yaşamında olumlu etkileri vardır. Teslimiyet kabullenişi içerir. Birey kendini varoluşun akışına serbestçe bıraktığında ve kendisini kabullendiğinde teslimiyet çiçeği bireyin öz varlığında açar. Varoluşa olan bu akış sayesinde birey, kendisiyle yüzleşir ve kendini bularak kendinden geçer.
Peki mutluluk ve teslimiyet arasında nasıl bir bağlantı vardır?
Herkes mutlu olmak ister çünkü bu istek çünkü birey ebedi özünde nedensiz mutluluğu taşır. Birey beden olmadığını kabullendiğinde, kendini bedenle özdeşleştirmediğinde, öz varlığını kalbinde hissettiğinde bir teslim oluş gerçekleşir. Bu oluş bireye gerçek mutluluğu yaşatır. Bu mutluluk o kadar saf ve bâkirdir ki, birey daha önce hiç bilmediği yeni yollarda yolculuk yapar.
Mutluluk teslimiyete teslimiyet de mutluluğa neden olur. Varoluşa gerçekten teslim olan birey, gerçek mutluluk yaşar. Ama teslimiyet eksikliği olduğunda, birey hem kendisi hem de başkalarıyla çatışır ve öz varlığıyla iletişim kuramaz. O zaman “gerçek” ten bir sapma gerçekleşir. O zaman da birey gerçek kendisiyle savaşır. Bu isyan ve reddediş yüzünden sevgi seli bireyin kalbinde akmaz.
O yüzden birey geçmişi bırakıp yenilenmeli ve yeni deneyimler yaşamalıdır. O zaman her an dolu dolu yaşanır ve her olaya yeni tepkiler verilir. Geçmiş geçmişte kalmıştır ve gelecek de henüz gelmemiştir. Birey sadece şu an ile ilgilenmelidir. Aksi takdirde şimdinin deneyimlerini kaçırır. Şimdinin gerçekliği en yüksek akıştır. Bu akış, teslimiyet akışının içinde akar ve birdenbire birey yeni bir varoluşta akar. O zaman kabullenme ve teslimiyet bireyi olgunluğa, saflığa, bütünlüğe, tam güvene eriştirir.
Peki teslimiyet ve kabullenme nasıl gerçekleşir? Tekâmül sayesinde!
Birey tekâmül yolunda ilerleyince içsel olarak direnmez. Her geçen gün daha doğal ve saf, masum olur. Tekâmül bıçak sırtında yürünen bir yoldur. Bu yolda herhangi bir durum veya olaydan dolayı sapma gerçekleşebilir. Bu, tamamen bireyin seçimlerine ve kararlarına bağlıdır. O yüzden tekâmül yolunda birey farkındalıkla yürürmelidir. Hatalarını kabul etmeli, gerektiğinde düzeltmeli ve aynı hatayı yapmamalıdır. Birey seçimlerini tekâmüle uygun olacak şekilde yapmalıdır. Bunun için de tekâmül yolundan bireyi saptırmayan tek bir olgu vardır : O da teslimiyet ve kabullenmelidir.
Kabulleniş ve teslimiyet yaşandığında birey acılardan özgürleşir. Bu özgürlük bireyselliği de sağlar. Böylece birey, mevcut durumla mücadele etmez ve şimdiki anı kaçırmaz. Teslimiyet şayet varsa, birey kendi öz varlığını temasa girdiği herkesin kalbinde hisseder. O zaman varoluş, bir oluş ve bütünleşme yaşanır. Birlik ve bütünleşme gerçekleştiğinde birey huzurla dolar. Acelecilik yerini sakinliğe bırakır.
Tekamül yolunda yürürken birey bazen engellerle karşılaşabilir ve kabullenme zorlaşabilir. Bu gibi durumlarda birey isyan ve inkâr etmeden duruma veya olaya ilişkin yeni bakış açıları geliştirebilmelidir. Bu tutum yaratıcılığı tetikler ve birey yeni çözümler bulur. Yeni çözümler yeni kararlara, yeni kararlar da bireyin olgunlaşmasına, gelişmesine neden olur. Tekâmül yolunda ulaşılan ‘yeni’ olan herşey tazedir ve varoluşsal gerçekliğe uygundur. Yenilenme yolunda yürürken birey teslimiyeti kalbinde hisseder çünkü yenilenmek yeniden doğmak demektir. Yeniden doğuş sayesinde birey artık eski kişilikten sıyrılarak varoluşsal karaktere sıçrar. Bu sıçrayış kabullenme ve teslimiyeti yaşatır.
Teslimiyet bireye saadeti ve tatminliği yaşatır. Böylece birey varoluşsal akışta ilerler ve hayatın tadını çıkarır. Kendini tamamen varoluşa teslim eden, her durumu kabullenen birey artık acı verici olaylardan özgürleşebilir ve içsel varlığında gerçek sevgiyi yaşar. O zaman direniş sona erer ve koşulsuz teslimiyet vuku bulur.
Hayat yolculuğunda engelsiz akış mümkündür. Bu akış sadece tekâmül yolunda yaşanır. Birey bu engelsiz akışı yaşadığında bireyin kalbinde çiçek açar. Bu çiçeğin rayihası her yere yağılır.
Artık yeni bir hayata ‘merhaba’ diyebilirsiniz. Pek çok şeyi öğrenebilir, yeni deneyimler yaşayabilir, geçmişi sindirebilirsiniz. İşte o zaman teslimiyet ve kabullenmeyi artık direnmeden, mükemmel bir huzurla kalbinizde yaşayabilirsiniz.
Bu yazıda Dünyaca Ünlü Yazar, Nobel Barış Ödülü Adayı Akif Manaf’ın “Teslimiyet Psikolojisi” adlı eserinden yararlanılmıştır.



